Soybağı Hukukunda Karşılaşılan Sorunlar

SOYBAĞI HUKUKU

 

SOYBAĞININ REDDİ/TANIMA/BABALIK DAVASI

 

  • SOYBAĞI NEDİR?

Soybağı, dar anlamda soybağı ve geniş anlamda soybağı olmak üzere iki gruba ayrılır. Dar anlamda soybağı, çocukla ana ve baba arasındaki bağı ifade eder. Geniş anlamda soybağı ise, birbirlerine kan bağı ile bağlı olanlar arasındaki ilişkiyi ifade etmek için kullanılır. Soybağı kanundan dolayı veya hakim kararıyla veya hukuki bir işlemle kurulabilir. [1]

  • SOYBAĞI ANA İLE NASIL KURULUR?

Çocuk ile ana arasındaki soybağı iki yolla kurulur; doğum ve evlat edinme.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 282/1’e göre; “Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.” Görüldüğü üzere çocuk ile ana arasındaki soybağı kanundan doğan ve kan bağına dayanan kendiliğinden kurulmuş bir soybağıdır. Bu özelliğinin sonucu olarak ananın çocuğu tanıması veya çocuğun anayı tanıması yahut birbirlerinin soybağını reddetmeleri mümkün değildir.

TMK m.282/3’e göre ise; “Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.” Türk Medeni Kanununun aradığı şartlara ve şekle uygun olmak koşuluyla bir kimseyi evlat edinen kadın ile evlat edinilen arasında soybağı kurulmuş olur.

  • SOYBAĞI BABA İLE NASIL KURULUR?

TMK m.282/2 ve 3’e göre; “Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur.

Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.”

Madde metnine göre baba ile soybağı, dört yolla kurulur; ana ile evlilik, tanıma, hakim kararı ve evlat edinme. Çocuk ile baba arasındaki soybağının kurulması yolları aşağıda detaylıca incelenecektir.

  • BABALIK KARİNELERİNİN ÇATIŞMASI

TMK m.132’ye göre; “Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter.” Maddede kadın için üç yüz günlük bir bekleme süresi öngörülmüştür. Kadın, bekleme süresine uymadan yeniden evlenmiş ve üç yüz günlük süre içinde doğum yapmışsa; burada hem birinci kocanın baba olması hem de ikinci kocanın baba olması sorunu ortaya çıkar. Böyle bir durumda baba, ikinci evlilikteki kocadır. (TMK m. 290 ile kanuna bağlanmıştır.) Madde devamında da belirtildiği üzere bu karine çürütülebilir. Çürütülmesi halinde ilk evlilikteki koca, baba sayılır.

  • SOYBAĞININ REDDİ DAVASI

TMK m. 285’deki babalık karinesi (Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.)’nin çürütülebilmesi soybağının reddi davası ile mümkündür. TMK m. 286’ya göre; “Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.”  

  1. SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DAVACI

Soybağının reddi davasında davacı taraf; koca, çocuk ve diğer ilgililerdir. Koca ve çocuğun dava hakkı madde 286’da tanınmıştır. Diğer ilgililer ise m. 291’e göre; “Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar. Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.”

Maddeye göre diğer ilgililer olarak dava açabilecek kişiler; Kocanın dava açamaması hallerinde (madde 286/1’de sayılan haller), kocanın altsoyu, kocanın anası, babası, baba olduğunu iddia eden kişi ve kayyımdır.

  1. SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DAVALI TARAF

Kocanın ve şartları sağlanmışsa diğer ilgililerin açacağı soybağının reddi davasında davalı taraf ana ve çocuktur. (m. 286/1 c.2)

Çocuğun açacağı soybağının reddi davasında ise davalı taraf ana ve kocadır. (m. 286/2 c.2)

  1. SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Görevli mahkeme; Aile Mahkemesidir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Türk Medeni Kanununun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aynı yasanın 2. Maddesine göre Aile Mahkemesi olmayan yerlerde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Yetkili mahkeme; TMK m.283’e göre; “Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.” Yani davacı veya davalı taraflardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.

  1. SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER

TMK m. 289/1’e göre; “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. “

Madde metnine göre koca;

  • Doğumu ve baba olmadığını,
  • Ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu,

öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde açmak zorundadır. Bu bir yıllık süre m. 289/3’e göre gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.

Çocuk;

TMK m. 289/2’ye göre; “Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.” Yine gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa bir yıllık süre haklı sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.

Haklı sebep, kocanın veya çocuğun kusuruna dayanmayan herhangi bir hal olabilir. Haklı sebeplerle kocanın ağır derecede hasta olması, cezaevinde veya çok uzak bir ülkede bulunması, ayırt etme gücünü geçici olarak kaybetmesi, bir savaş veya bulaşıcı hastalık dolayısıyla bir yerde mahsur kalması, geçirdiği kaza sebebiyle komada bulunması ve uzun süren bir dünya seyahatine çıkmış olması gibi haller örnek gösterilebilir.[2]

Diğer ilgililer;

TMK m. 291/1’e göre;

  • Doğumu ve kocanın ölümünü,
  • Kocanın sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını

öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.

Kayyım;

m.291/2’ye göre; “Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar.”

  1. SOYBAĞININ REDDİNDE İSPAT YÜKÜ

İspat yükünü Medeni Kanunun ayırdığı başlıklara göre inceleyebiliriz;

  1. Çocuk, evlilik içinde ana rahmine düşmüşse

TMK m. 287’ye göre; “Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.”

Yani soybağının reddini ileri süren davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek durumundadır. Bu durumda örneğin davacı koca, askerde olması sebebiyle cinsel ilişkinin imkansızlığını, cezaevinde olması sebebiyle cinsel ilişkinin imkansızlığını ileri sürebilir. Ya da cinsel ilişkinin gerçekleşmiş olmasının imkansızlığı yerine çocuk yapma kabiliyetinin bulunmadığının ispatı ile soybağının reddi istenebilir.

  1. Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse

TMK m. 288’e göre; “Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.”

Çocuk, evlenmeden itibaren yüz seksen günden daha önce doğmuşsa veya ayrı yaşama sırasında kadın gebe kaldıysa, başkaca bir kanıta gerek duyulmaz. Davacının ispat etmesi gereken tek durum, doğumun evlenmeden itibaren 180 gün geçmeden gerçekleşmiş olduğudur. Ayrı yaşama durumunda ise, hakim tarafından verilmiş bir ayrılık kararı gerekli değildir. Fiilen ayrı yaşıyor olmak yeterlidir. Maddenin ikinci fıkrasında birinci fıkranın istisnası belirtilmiştir. Gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı deliller sunulmuşsa, babalık karinesi yine geçerli olacaktır. Bu durumda davacı koca örneğin çocuk yapma kabiliyetinin olmadığını ispat ederek bu karineyi çürütebilecektir.

  • ÇOCUK İLE BABA ARASINDA SOYBAĞININ KURULMASI YOLLARI

 

  1. ANA İLE EVLİLİK YOLUYLA SOYBAĞININ KURULMASI

 

  1. Babalık Karinesi

Çocuk ile ana arasında kesin karine (Çocuğu doğuran kadın, anadır.) söz konusu olmakla, TMK m. 285/1’e göre babalık karinesi ifade edilmiştir; “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.” Babalık karinesi kesin sonuç doğuran bir karine değildir. Yani aksi ispat edilebilen bir adi karinedir.

Madde 285/1’e göre babalık karinesinin geçerli olabilmesi için;

  • Çocuk, evlilik devam ederken doğmuş olmalıdır.
  • Ya da çocuk, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğmuş olmalıdır.

Evlilik devam ederken doğmuş olma halini inceleyecek olursak; böyle bir durumda çocuk ile baba arasındaki soybağı doğum anında kendiliğinden kurulur. Evlenme, geçerli bir evlenme olmasa bile, geçersiz evlilik devam ederken doğmuş olan çocukla baba arasındaki soybağı yine kendiliğinden kurulur. Nitekim TMK m.157/1’e göre; “Mahkemece butlanına karar verilen bir evlilikten doğan çocuklar, ana ve baba iyiniyetli olmasalar bile evlilik içinde doğmuş sayılırlar.”

Çocuğun, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğmuş olması halini inceleyecek olursak; böyle bir durumda çocuğa mutlaka evlilik süresi içerisinde gebe kalınmıştır. Çünkü tıbbi verilere göre bir kadın gebe kaldıktan sonra en geç üç yüz gün içinde çocuğu doğurur. TMK m.285/2’ye göre; “Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür.” Maddeye göre üç yüz günlük süre geçtikten sonra doğan çocuğun koca ile soybağının kurulması kendiliğinden olmayacak, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispat edilmesiyle olacaktır. Gebeliğin istisnai olarak üç yüz günden fazla sürmüş olması halinde, bu durum ispat edildiği takdirde, çocuk ile koca arasındaki soybağı kurulabilecektir.

TMK m.285/3’e göre ise; “Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.”

  1. Sonradan evlenme

TMK m.292’ye göre; “Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur.” Ana ile baba çocuk doğduktan sonra evlendiği takdirde, çocuk, evlilik içerisinde doğmuş gibi kabul edilecektir. Madde metninde de belirtildiği üzere, bu halde soybağı kendiliğinden kurulmuş olacak.

TMK m.293’e göre; (1)“Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar. “

(2)“Bildirimin yapılmamış olması, çocuğun evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olmasını engellemez.”  (Yani bu bildirim kurucu nitelikte değildir. Çünkü zaten çocuk ile baba arasındaki soybağı, m.292’de belirtildiği üzere, evlenme ile kendiliğinden kurulmuş olur.)

(3)“Daha önce tanıma veya babalığa hükümle soybağı kurulmuş çocukların ana ve babası birbiriyle evlenince, nüfus memuru re'sen gerekli işlemi yapar.”

TMK m.294’e göre; (1)“Ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler.” (Yani evlilik dışında doğan bir çocuk ile babanın soybağı ilişkisinin evlenme yoluyla sonradan kurulması halinde kocanın gerçek baba olmadığına yönelik itiraz yapılabilir.)

(2)“İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması hâlinde itiraz hakkına sahiptir.”

(3)“Tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.” (Burada m. 292’ye göre, sonradan evlenme suretiyle soybağının kurulmasında iptal yolu öngörülmüştür. Tanımanın iptali hükümleri uygulanacaktır.)

  1. TANIMA YOLUYLA SOYBAĞININ KURULMASI

Tanıma; evlilik dışı doğan bir çocuğun, Türk Medeni Kanununda belirtilen usul ve şekle uygun olarak, babanın tanıması suretiyle çocuk ve baba arasındaki soybağının kurulmasıdır. Tanıma, geçmişe etkili sonuç doğuran tek taraflı bir hukuki işlemdir. Yani çocuğun ana rahmine düştüğü andan itibaren hüküm ve sonuç doğurur. Evlilik dışı çocuğun tanınabilmesinin sonucu olarak, evlilik içinde doğmuş veya ana rahmine düşmüş çocuğun tanınması söz konusu olamaz. Böyle bir durumda çocuğun soybağının reddedilmesi sonucunda ancak tanıma söz konusu olabilecektir.

Tanıma, TMK m. 295’e göre; Babanın,

  • Nüfus memuruna yazılı başvurusu ile,
  • Mahkemeye yazılı başvurusu ile,
  • Resmi senet beyanı ile,
  • Vasiyetname beyanı ile yapılabilir.

Madde 295/2’ye göre, tanıyacak olan baba küçük veya kısıtlı olsa bile evlilik dışı çocuğunu tanıyabilir. Bu durumda velayet altında ise kendi irade beyanı ve velisinin rızası ile, vesayet altında ise kendi irade beyanı ve vasisinin rızası ile tanımayı gerçekleştirebilecektir.

Madde 295/3’e göre; “Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” Yani bir evlilik dışı çocuğun tanınabilmesi için, o çocuğun başka bir erkekle soybağının kurulmamış olması gerekir.

Tanınacak çocuk bakımından herhangi bir yaş ve süre sınırı konulmamıştır. Evlilik dışı çocuk cenin iken de tanınabilir, ergin olduktan sonra da tanınabilir, öldükten sonra da tanınabilir. [3]

Madde 296’ya göre; “Beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkim, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir. Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet altında ise vesayet makamına bildirir.” Bu maddeye göre ‘sulh hakimi’ ifadesiyle, mahkemeye yazılı başvuru yoluyla tanımada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olarak belirtilmiştir.

  • TANIMANIN İPTALİ DAVASI

Medeni Kanunumuza göre tanımanın iptalini tanıyan ve ilgililer isteyebilir.

Tanıyanın dava açma hakkı;

TMK m. 297’ye göre; “Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir. İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır.” Tanıyan, maddede sayılan iradeyi bozan sebepler mevcut ise iptal davasını açabilir. Tanıyan, bu davayı ana ve çocuğa karşı açar.

İlgililerin dava açma hakkı;

TMK m. 298’e göre ilgililer; ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililerdir. İlgililerin açtığı davada davalı taraf ise tanıyan, tanıyan ölmüş ise tanıyanın mirasçılarıdır.

  1. Tanımanın İptali Davasında Hak Düşürücü Süreler

Tanımanın iptali davasında kanun bazı hak düşürücü süreler koymuştur. Davayı eğer tanıyan açmışsa, dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer (TMK m.300/1). Davayı eğer ilgililer açmışsa, dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer (m.300/2). Davayı ilgililerden çocuk açmışsa, dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer (m.300/3). Madde 300/4’te ise ek süre tanınmıştır. Buna göre, süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.

  1. Tanımanın İptali Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkemeler

Bu davada görevli mahkeme; Aile Mahkemesidir.

Yetkili mahkeme ise, TMK m.283’e göre; “Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.” Tanımanın iptali davası da soybağına ilişkin bir davadır.

  1. Tanımanın İptali Davasında İspat Yükü

TMK m.299 gereğince, davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar. Ana veya çocuk tarafından açılan iptal davasında, tanıyan cinsel ilişkinin varlığını kanıtladıktan sonra, ana veya çocuk bu iddiayı çürütecek kanıtlar sunacaktır. Örneğin tanıyanın çocuk yapma kabiliyetinden yoksun bulunduğunu ispatlamak gibi.

  1. BABALIK DAVASI YOLUYLA SOYBAĞININ KURULMASI

Tanıma bazen çocuk ile baba arasındaki soybağının kurulması için yeterli bir çözüm olmaz. Çünkü baba tanıma iradesini beyan etmiyor olabilir. Babayı, çocuğunu tanımaya zorlamak söz konusu olamaz. Kanun koyucu, çocuğunu bizzat tanımayan baba ve çocuk arasındaki soybağının hakim kararı ile de kurulabilmesi imkanını getirmiştir. İşte bu sebeple evlilik dışı doğan çocuğun baba ile soybağının mahkeme kararıyla kurulması, babalık davası ile mümkün olmaktadır.

Babalık davasında davacı taraflar şunlardır;

  • Ana
  • Çocuk
  • Kayyım (Ergin olmamış çocuk için)

TMK m.301/1; “Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.”

Babalık davasında davalı taraflar şunlardır;

  • Baba
  • Babanın mirasçıları (Babanın ölümü halinde)

TMK m.301/2; “Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.”

  1. Karine

Davalının, çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.(TMK m.302/1)

Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur. (TMK m.302/2)

Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder. (TMK m.302/3)

  1. Babalık Davasında Hak Düşürücü Süreler

TMK m. 303’e göre babalık davası çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Aynı maddenin devamına göre, Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.”

Maddeye göre çocuk tarafından veya ergin olmayan çocuk için kayyım tarafından açılacak davada hak düşürücü süre bulunmamaktadır.

  1. Babalık Davasında Görevli ve Yetkili Mahkemeler

Bu davada görevli mahkeme; Aile Mahkemesidir.

Yetkili mahkeme ise, TMK m.283’e göre; “Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.” Babalık davası da soybağına ilişkin bir davadır.

  1. Babalık Davasında İspat Yükü

Davacı, iddiasını yukarıda bahsedilmiş olan TMK m.302’deki babalık karinesi (Davalının, çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.)’ne dayandırarak ispat etmelidir. Yani belirtilen süreler arasında davalı baba ile ana arasındaki cinsel ilişkinin varlığı ispat edilecektir.

Davalı, babalık karinesi adi bir karine olduğu için aksini iddia ve ispat edebilecektir. Çocuğun babası olmasının imkansız olduğunu veya üçüncü bir kişinin babası olduğunu ispat edebilir.

  1. Babalık Davası Sonucunda Ananın Mali Hakları

TMK m. 304’e göre; Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:

  • Doğum giderleri, (Örneğin ilaç ve tedavi ücretleri)
  • Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, (Örneğin yeme,içme barınma giderleri)
  • Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.

Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.

 

[1] Bilge ÖZTAN, Medeni Hukukun Temel Kavramları, 486.

[2] Turgut AKINTÜRK-Derya ATEŞ, Aile Hukuku, İkinci Cilt, 344.

[3] Turgut AKINTÜRK-Derya ATEŞ, Aile Hukuku, İkinci Cilt,349.

Test

Form Gönderimi

OK