SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA İŞLENEN SUÇLAR VE HUKUKİ KORUNMA YOLLARI
Teknolojinin her geçen gün gelişmesiyle birlikte internete erişim ve internet üzerinden iletişim daha kolay ve hızlı bir hale gelmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak Facebook, Twitter, Instagram, Youtube, TikTok gibi sosyal medya uygulamalarının, Whatsapp, Skype gibi mesajlaşma ve iletişim uygulamalarının, Gmail, Hotmail, Yahoo gibi elektronik posta uygulamalarının ve Foursquare gibi konum bildirme uygulamalarının kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Bireysel kullanımın dışında pek çok şirket de sosyal medya araçlarından yararlanmakta, reklamlar aracılığıyla birçok ürün ve hizmet de sosyal medya üzerinden tanıtılmaktadır. Bu uygulamalar üzerinden iletişimin ve insanlarla etkileşime geçmenin oldukça basit ve hızlı olması, bireylerin sosyal medya aracılığıyla sergiledikleri davranışları önemsemeyip kendilerine ulaşılamayacağı düşüncesi ile hareket etmeleri maalesef bazı sorunlara sebep olmaktadır. Nitekim sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, yorumlar, mesajlaşmalar, elektronik postalar her zaman hukuka uygun olmamaktadır. Tabii ki hukuk düzeni, sosyal medya üzerinden kişilik haklarının ihlal edilmesini de birtakım hukuki ve cezai sonuçlara bağlamıştır. Bu yazıda sosyal medya aracılığıyla işlenen suçlar incelenecek ve hukuki korunma yollarından bahsedilecektir. Bilinmesi gerekir ki hak ihlaline neden olan kişilere çok kısa sürede ulaşılmakta ve cezai ve hukuki işlemler en kısa sürede yerine getirilmektedir.
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNUNDA YER ALAN SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA İŞLENEBİLECEK SUÇLAR
- Cinsel Taciz (m.105)
Madde 105, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişinin fiilini suç saymıştır. Sosyal medya üzerinden gönderilen cinsel içerikli ifadeler, cinsel içerikli sözler, işaretler, çıplak vücudun teşhir edilmesi, cinsel konulu ses kayıtları, görseller, cinsel organ fotoğrafları, videolar veya görüntülü konuşma sırasında sergilenen eylemler, cinsel taciz suçuna vücut verir.
Cinsel taciz suçu ani suçtur. Bu nedenle cinsel taciz içeren ifade herhangi bir araçla kullanılmakla birlikte suç tamamlanmış olur. Suç, şikayete bağlı bir suçtur. Mağdurun şikayeti üzerine cinsel taciz fiilini işleyen kimse, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına çarptırılır. Fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Suçun teşhir suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Taciz fiili nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
- Tehdit (m.106)
Günümüzde Facebook, Twitter, Instagram, Whatsapp gibi iletişim araçları üzerinden en çok işlenen suçlardan birisi de tehdit suçudur. Maddeye göre; bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Maddenin devamına göre tehdit suçunun, bir kişiyi malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya ona benzer bir kötülük edeceğinden bahisle işlenmiş olması hali, mağdurun şikayetine bağlıdır ve bu fiili işleyen kişi altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına çarptırılır.
Tehdit fiilinin internet üzerinden gerçekleştirilmesi ile, gerçek hayatta olması arasında bir fark yoktur. Suçun bilişim araçları üzerinden işlenmesi halinde ispat açısından en önemli unsur, mesajların veya ifadelerin ekran görüntüsünün (screenshot) alınması, tehdit içerikli videoların veya ses kayıtlarının muhafaza edilmesi olacaktır. Örneğin, sosyal medya üzerinden bir kişinin paylaşımını kaldırmasının istenmesi ve kaldırmaması halinde kendisine bir kötülük yapılacağından bahsedilmesi tehdit suçunu oluşturur. Yahut Instagram üzerinde paylaşılan bir fotoğrafın altına ‘yediğin yumrukları unutamayacaksın’ şeklinde tehdit içerikli yorumlar atmak, Whatsapp üzerinden bir avukata ‘o davadan çekileceksiniz yoksa sonuçlarına katlanırsınız, orayı başınıza yıkarım’ şeklinde mesajlar atmak, tehdit suçunu oluşturacaktır.
- Şantaj (m.107)
Maddeye göre, hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
İnternetten işlenen şantaj suçu ise son yıllarda artış göstermekte ve bireylerin sosyal medya araçları, mesajlaşma uygulamaları, elektronik posta kanalları aracılığıyla şantaja maruz kalması söz konusu olmaktadır. Örneğin, bir kimseden, ona ait müstehcen fotoğraf veya video görüntülerinin teşhir edileceği veya sosyal medya üzerinden paylaşılacağından bahisle, para talep edilmesi şantaj suçunu oluşturur. Bu durumlarda da önemli olan ispat araçlarının, görüşmelerin yok edilmemesidir. Görüşme kayıtları, mesajlaşmalar, sesli veya görsel iletiler kaydedilirse ispat daha çok kolaylaşacaktır. Yine para göndermeye zorlanan kişi, para gönderdiği hesabın IBAN numarasını, hangi yolla para gönderdiğini avukatı ile paylaşırsa şantaj fiilini gerçekleştiren kişinin hukuki ve cezai yaptırımlarla karşılaşma süreci hızlanacaktır.
- Nefret ve Ayrımcılık (m.122)
Maddeye göre; dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, bir kişinin işe alınmasını, bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Maddeden de anlaşıldığı üzere nefret ve ayrımcılık suçunun oluşabilmesi, maddede sayılan hallerin gerçekleşmesine bağlıdır. Sosyal medya üzerinden nefret ve ayrımcılık suçunun oluşabilmesine imkan sağlayacak bazı ifadelere örnekler vermek gerekirse; sosyal medya üzerinde en çok karşılaşılan transfobik ve homofobik söylemler, hristiyanlara yönelik ayrımcı ve nefret içerikli ifadeler, bir kimsenin Türk olmaması sebebiyle aşağılanması veya cinsiyet ayrımcılığının yapılması halleri sayılabilir.
- Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (m.123)
Maddeye göre, sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Aslında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, bu yazıda anlatılan diğer suçlar sonucunda da meydana gelebilir. Örneğin, sosyal medya araçları üzerinden bir kişiye ısrarla cinsel içerikli mesajlar atılması cinsel taciz suçunu oluşturacağı gibi kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu da oluşturabilir. Önemli olan davranışın ısrarlı bir şekilde sürdürülmesidir. Fail, Instagram, Twitter, Facebook, Whatsapp gibi sosyal medya araçları üzerinden mağduru ısrarla rahatsız edecek şekilde arıyor veya mesaj gönderiyor ise bu suç vücut bulacaktır.
- Haberleşmenin Engellenmesi (m.124)
Maddeye göre, kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Kamu kurumları arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi ve her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi durumlarında fail bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sosyal medya platformlarında kişisel hesaplara veya internet sitelerine virüs benzeri zararlı yazılımlar bırakılması suretiyle kişilerin sosyal medya üzerinden haberleşmelerinin engellenmesi, yayın organlarının yayınlarının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi veya kamu kurumları arasındaki haberleşmenin engellenmesi halleri bu suça vücut verir.
- Hakaret (m.125)
Maddeye göre, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde de aynı cezaya hükmolunur. Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. Sosyal medya platformları (Twitter, Facebook, Instagram vb.) üzerinden işlenen hakaret suçlarında aleniyet şartının gerçekleştiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla ceza ağırlaştırılır.
Sosyal medya üzerinden en çok işlenen suçların başında hakaret suçu gelmektedir. Bir kişiye sosyal medya araçları ile sövmek, o kişinin şeref ve saygınlığına saldırmak, o kişiyi aşağılamak fiilleri hakaret suçunu oluşturur. Bir kimseyi sosyal medya üzerinden aşağılamak, sövme şeklinde de olabilir, o kişinin saygınlığına zarar verecek fotoğraf veya videoları yayınlamak suretiyle de olabilir. Atılan tweetler, forumlardaki görüşler, Facebook paylaşımları veya Instagram yorumları üzerinden, aşağılayıcı, küçük düşürücü, husumete maruz bırakıcı yazılı, görsel ve sesli içeriklerle hakaret suçu işlenebilmektedir. Atılan hakaret içerikli tweet’lerin veya Instagram gönderilerinin retweet veya repost yöntemleriyle paylaşılması, içeriğin daha fazla kişiye ulaşması amacıyla yapılıyorsa, bu kişilerin de sorumluluğu gündeme gelecektir.
- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal (m.132)
Maddeye göre, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Sosyal medya platformları üzerinden gerçekleşen bir mesajlaşmanın, yazılı, sesli ve görsel haberleşme kayıtlarının, rıza dışı, haberleşmenin tarafları veya üçüncü kişilerce sosyal medya platformları üzerinden başkalarına ifşa edilmesi, duyurulması haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Örneğin, Instagram üzerinden hikaye veya gönderi paylaşma yöntemiyle bir mesajlaşmanın ekran görüntülerinin karşı tarafın izni olmadan yayınlanması alenen ifşa etmek suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacaktır.
- Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (m.133)
Maddeye göre, (1)Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (3)Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Örneğin, kişiler arasındaki konuşmaların rıza dışı ses kaydına alınması ve YouTube üzerinden ifşa edilmesi üçüncü fıkraya göre kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturacaktır.
- Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (m.134)
Maddeye göre, (1)Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Kişilerin özel hayatlarına ilişkin görüntü veya sesleri sosyal medya platformlarına yüklemek bu madde bağlamında suç teşkil eder. Önemli olan kişinin özel hayatına yani kamuya açık olmayan hayatına ilişkin olayların, durumların görüntü veya ses kaydına alınması ve ifşa edilmesidir. Özel hayat Yargıtay’a göre; kişinin başkaları tarafından bilinmesini istemediği, kimliğine ilişkin bilgi ve kayıtları, cinsel hayatına ilişkin davranışları, kendisine ait ev, araç gibi özel yerler, telefon konuşmaları, posta gönderileri, adı, fotoğrafı gibi konulardır.[1]
- Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (m.135)
Maddeye göre, (1)Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (2)Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kullanıcının bilgisi ve rızası dışında, kişinin nüfus bilgileri, adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla bilinmesi mümkün olmayan verilerinin yani kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi fiili suç teşkil eder.
- Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (m.136)
Maddeye göre, (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yukarıda bahsedilen kişisel verilerin, üçüncü kişilerle hukuka aykırı olarak paylaşılması halinde bu maddede belirtilen suç oluşur. Örnek olarak, başkasına ait fotoğrafların, telefon numarasının, izinsiz olarak paylaşılması veya bir başkası adına hesap açarak o kişinin adının ve soyadının, kişisel verilerinin kullanılması halinde de bu suç ortaya çıkacaktır.[2] Yargıtay bir kararında, herkese açık Facebook profilindeki resmin kişisel veri kapsamında kabul edilemeyeceği ve hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yaymadan da söz edilemeyeceğine hükmetmiştir.[3]
- Nitelikli Dolandırıcılık (m.158)
Madde 157’ye göre, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Madde 158’de ise nitelikli dolandırıcılık halleri sayılmıştır. Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi halinde üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Dolandırıcılık suçu sosyal medya üzerinden örnek vermek gerekirse, toplumun büyük çoğunluğunun tanıdığı ünlü kişiler adına sahte hesaplar açılarak kişilerden yardım parası istemek ya da herhangi bir kişinin adına sahte profil açarak ve o kişiymiş gibi kendini tanıtarak o kişinin arkadaşlarından banka kredi kart numarası istemek fiilleri sayılabilir.
- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama (m.216)
Maddeye göre, (1)Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3)Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Maddenin her fıkrasında ayrı bir fiil düzenlenmiştir. Birinci fıkradaki halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşabilmesi için kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekir. Sosyal medyanın kişileri çok hızlı bir şekilde etkileme ve bir araya getirme gibi bir gücü vardır. Dolayısıyla sosyal medya üzerinden yapılan tahrik edici paylaşımlar, toplumun büyük kesimlerini etkileyebilir. Bu suç, sadece bir söylemle işlenebileceği gibi, gerçek olmayan görüntülerin videoların paylaşılması suretiyle de karşımıza çıkabilir. Günümüzde Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçu çok görülmeye başlanmıştır. Nedeni kapsamı geniş olduğundan işlenen fiiller bu suç kapsamına rahatlıkla girebilmektedir.
- Hayasızca Hareketler (m.225)
Maddeye göre, (1)Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Aleniyet, fiilin belirli olmayan ve birden çok kişi tarafından algılanabilir olmasıdır. Dolayısıyla sosyal medya aracılığıyla teşhircilik yapmak fiili hayasızca hareketler suçunu oluşturacaktır. Teşhircilik suçunun sosyal medya aracılığıyla işlenmesi halinde, bizzat teşhir görüntüsünün sahibi, kendi görüntüsünü diğer kişilerle paylaşmaktadır. Dolayısıyla müstehcenlik suçu ile karıştırılmamalıdır.
- Müstehcenlik (m.226)
Maddeye göre, bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten, bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten, bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden, bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren, bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan, bu ürünlerin reklamını yapan, kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre; müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Çocuklar da sosyal medya kullanıcıları arasındadır. Çocukları birtakım yollarla kandırarak, onlar ile sosyal medya platformları üzerinden arkadaş olan kimseler, çocukları kayda alarak veya görüntülerini kullanarak müstehcen ürün üretebilmektedir. Bu ürünlerin sadece üretimi yapmanın yanında ürünlerin üretimine ek olarak satılması, çoğaltılması, reklamının yapılması gibi haller de müstehcenlik suçunu doğurur.
- Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama (m.228)
Maddeye göre, (1)Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden aşağı olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır. Maddenin üçüncü fıkrasına göre ise, suçun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi halinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Kitlelere ulaşmanın daha kolay olması sebebiyle internet üzerinden kumar oynatmak giderek artmıştır. Kumar oynama suçu kabahat olmakla birlikte, kumar oynatma yani kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçu TCK kapsamında suç teşkil etmektedir. Sanal kumar oynatmak fiili ağırlaştırıcı hal olarak hükme bağlanmıştır.
- İftira (m.267)
Maddeye göre, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Aynı maddenin 9’uncu fıkrasına göre, basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir. 5237 sayılı TCK m.6/1-g bendinde göre, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar anlaşılır. Yani radyo, televizyon, gazete, internet gibi yazılı, görsel, işitsel elektronik kitle iletişim araçlarıyla bu suç işlenebilir.
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNUN ONUNCU BÖLÜMÜNDE YER ALAN BİLİŞİM SUÇLARI
- Bilişim Sistemine Girme (m.243)
Maddeye göre, (1)Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. (2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. (3)Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (4)Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu madde kapsamında sosyal medya platformlarında kişilerin rıza dışı hesaplarının ele geçirilmesi, şifrelerinin kırılarak ele geçirilmesi gibi fiiller bilişim sistemine girme suçunu oluşturacaktır. Virüs, truva atı, solucan vb. kötü amaçlı yazılımlar aracılığıyla sistemlere giriş yapılabilir. Bir kimsenin kişisel bilgisayarına ait işletim sistemine girilmesi de suç oluşturacaktır.
- Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme (m.244)
Maddeye göre; (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur
Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya platformlarında kişilerin hesaplarına girilerek veya kişilerin e-posta adreslerine girilerek şifrelerinin değiştirilmesi ile sistemi engelleme veya erişilmez kılma suçu işlenmiş olacağı gibi; kişinin profilinde kendini tanıttığı yazının içeriğinin değiştirilmesi, verileri yok etme veya değiştirme suçunu oluşturacaktır. Aynı zamanda bilgi, belge ve fotoğraflarının başka bir yere gönderilmesi de bu suç kapsamındadır.
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması (m.245)
Maddeye göre, (1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
SOSYAL MEDYA ARACILIĞI İLE İŞLENEN SUÇLARDAN HUKUKİ KORUNMA YOLLARI
- 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Kapsamında İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi
Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi
5651 Sayılı Kanunun 9’uncu maddesine göre; İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.
İçerik sağlayıcıları; internet ortamı üzerinden fotoğraf, video, ses kaydı, yazı, tweet, yorum gibi içerikleri sunan her gerçek ve tüzel kişidir. Yer sağlayıcısı; internet kullanıcılarının içerik paylaşabileceği sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişilerdir. (Örneğin Facebook, Twitter, Instagram)
Madde dokuza göre kişilik hakları sosyal medya platformları veya haberleşme araçları üzerinden ihlal edilen kişilerin içerik sağlayıcısına (kişilik hakkını ihlal eden içeriği paylaşan) veya yer sağlayıcısına başvurabilir. Nitekim YouTube, Instagram, Facebook, Twitter gibi platformların, hak ihlali ve şikayet bildirim merkezleri bulunmaktadır. Bu yer sağlayıcılarına başvurularak içeriğin/fotoğrafın silinmesi veya kaldırılması talep edilebilir. Yine Google, Yandex gibi arama motorlarının da olumsuz içerik bildirme birimleri bulunmaktadır. Ancak maddenin devamına göre bunlara hiç başvurulmadan doğrudan Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini isteyebilir. Sulh Ceza Hakimliği’nden içeriğin yayından çıkarılması talep edilmez, erişimin engellenmesi talep edilebilir.
Yetkili sulh ceza hakimliği; internet sitesinin Türkiye’de bilinen bir merkez adresi varsa oradaki sulh ceza hakimliğidir. Ayrıca mağdurun yerleşim yeri ve oturduğu yer Sulh Ceza Hakimliği de erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkilidir. Hakim, başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar.
Özel Hayatın Gizliliği Nedeniyle İçeriğe Erişimin Engellenmesi
Madde 9/A’ya göre, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir. Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir.
Erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren yirmi dört saat içinde sulh ceza hakiminin kararına sunar. Hakim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gönderir; aksi halde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.
Madde 8’de Sayılan Suçlar Söz Konusu Olduğunda Erişimin Engellenmesi
İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
- İntihara yönlendirme (madde 84),
- Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
- Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
- Fuhuş (madde 227),
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228) suçları.
- 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
- 29/4/1959 tarihli ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
Bu halde erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hakim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir.
- Saldırının Durdurulması, Önlenmesi Ve Tespiti Davaları ile Düzeltme ve Cevap Hakkı
4721 sayılı TMK m.25/1’e göre, kişilik hakları ihlal edilen kişi, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Maddenin ikinci fıkrasına göre, bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Bu durumda kişilik haklarını ihlal eden yayınların gerçek olmadığına ilişkin açıklamalar yapılabilir, yani cevap verilir. Ya da cevap verilemeyecek durumlarda gerçek dışı unsurlar düzeltilebilir. Üçüncü fıkraya göre saldırının durdurulması davasına ek olarak maddi ve manevi tazminat hakları ve hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı da saklıdır.
- Tazminat Davaları
Maddi Tazminat Davası
Örnek vermek gerekirse; sosyal medya aracılığıyla kişilik hakları saldırıya uğrayan kişiler (örneğin bir doktor) bu nedenle müşteri kaybı yaşamış olabilir veya bir oyuncunun sözleşmeleri iptal edilmiş olabilir. Maddi zarar daha çok kar kaybı veya yoksun kalınan kar şeklinde olabilir. Bu nedenle kişilik haklarına sosyal medya üzerinden hukuka aykırı saldırı yapılması sonucunda maddi zarara uğrayan kişi bu zararın tazminini talep edebilir. Şartları:
- Kişilik haklarına yönelik hukuka aykırı bir saldırı olmalıdır.
- Bu saldırı sonucunda maddi bir zarar doğmuş olmalıdır.
- Saldırı ile maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
- Saldırıda bulunan kişi kusurlu olmalı veya kusursuz sorumluluk hali mevcut olmalıdır.
Maddi tazminat davası, saldırıyı önleme davası ile birlikte açılamaz. Çünkü saldırı ve zarar unsurları mevcut değildir.
Manevi Tazminat Davası
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.58’e göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Sosyal medya aracılığıyla kişilik hakları ihlal edilen kimseler, uğradığı manevi zararın bir nebze de olsa giderilebilmesi için tazminat davası açabilir. Örnek vermek gerekirse, sosyal medya aracılığıyla işlenen cinsel taciz suçunun mağduru bunun sonucunda elem, üzüntü, korku ve bu sebeple ruhsal bunalımlar yaşamış olabilir. Yazışmaları rızası olmadan ifşalanan kişi, bu sebeple çevresinde dedikodulara maruz kalmış olabilir, ailesi ve çevresiyle olan ilişkileri zarar görmüş ve bu nedenle kişi üzüntü içinde kalmış olabilir. Kişilerin yaşamış olduğu manevi zarar, üzüntü ve keder tabii ki para ile ölçülemez ancak manevi tazminat davasıyla bir nebze de olsa dengelenebilir.
Kişilik hakları sosyal medya platformları aracılığıyla ihlal edilen kimsenin manevi tazminat davası açabilmesi için gereken şartlar şunlardır:
- Kişilik hakkına hukuka aykırı bir saldırı gerçekleşmiş olmalıdır.
- Bu saldırı sebebiyle manevi zarar doğmuş olmalıdır.
- Zarar ile hukuka aykırı saldırı arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
- Saldırıyı gerçekleştiren kişinin kusuru olmalı veya kusursuz sorumluluğunu gerektiren bir hali bulunmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat davalarında, açıkça kanunda yer almamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarıyla hukukumuza giren matufiyet koşulu vardır. Matufiyet şartı içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edilmektedir.[4] Dolayısıyla bir kişiye yönelik saldırıda, isim, kimlik belirtilmese bile, hukuka aykırı saldırının o kişiye yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak ifadeler mevcutsa, manevi tazminata hükmedilebilir. İsim, kimlik belirtilmeden gerçekleştirilen hukuka aykırı saldırıda matufiyet şartı gerçekleşmemişse manevi tazminata hükmedilmeyecektir.
İnternet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında tazminat miktarını arttıran etken ulaşılabilen kişi sayısı, topluma malolma durumlarıdır. Örneklemek gerekirse; Hayvan hakları savunucusu Dünyaca ünlü bir restoran sahibine hayvanların bedeni üzerinde yaptığı kötü muameleleri sebep göstererek restoranın internet sitesinin yorumlar ve şikayetler kısmına hakaret ve karalayıcı sözler söylemiş, restoran sahibi Türkiye’de hatta Dünya’da tanınan bir kişi olduğunu, Restoranı’nın da Dünyaca meşhur olduğunu belirterek kendisine yapılan hakaretlerden, karalamalardan dolayı maddi ve manevi tazminat ve restoranına yapılan karalamalardan dolayı maddi tazminat davalarını hayvan hakları savunucusu aleyhine açmıştır. Davalı Vekili dosya incelemesi neticesinde davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu deliller içerisinde “admin” başlığı altında yapılan hakaretleri metin olarak sunduğunu farketmiş ve restoranın internet sitesini incelediğinde müvekkilinin yapmış olduğu hakaret ve karalamalarının internet sitesinin yorum ve şikayetler kısmında olmadığını farketmiş ve bu durumu mahkemeye cevap ve beyan dilekçelerinde sunmuş ve ispatlamıştır. Sonuç olarak mahkeme gerekçeli kararında, yapılan hakaret ve karalamaların sitenin admini tarafından okunduktan sonra internet sitesine koyulmadığından sadece restoran sahibinin haberi olması nedeni ile restoran sahibinin maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, restoranın açmış olduğu maddi tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Örnekte de görüldüğü üzere kişisel haklara saldırının etki alanı ve ulaşılabilen insan sayısı önemli rol oynamaktadır.
Hayvan hakları savunucusu, Twitter üzerinden aynı hakaret ve kararlamaları yapmış olsa idi. Restoran sahibi kendi adına asaleten restoran adına temsilen açtığı davaları kazanırdı.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Kişilik hakkının ihlaline ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açılacak davalarda yetkili mahkeme ise davacı veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir. (TMK m.25/5)
Arb. Av. Nedim Güneş HASGÜLER Stj. Av. Deniz BAHAR
[1] Yargıtay CGK. 2015 /10E. 2015/510K. 15.12.2015T.
[2] Yargıtay 12. CD., 2013/22544E., 2014/12128K.
[3] Yargıtay 12. CD.,2015/4349 E., 2016/5349 K. 30.03.2016T.
[4] Yargıtay 4. HD.,2016/2955E.,2017/8684K.,26.12.2017T.